20 Temmuz 2008 Pazar

bittersweet symphony


düşün ki bir pasta var.. onun var olduğunu biliyorsun; arkadaşlarınla çıktığın bir tatilde defalarca o pastayı yediklerini gördün.. ama sen sadece tabağın kenarına bulaşan krema artıklarını tadabildin.. sonra da o pastayı aklından çıkaramadın.. onu bulman gerekiyordu.. tarif ettin şeklini şemalini, kimse hatırlamadı.. bir gün bir kahve dükkanında onu gördün.. evet, gerçekti.. vardı.. arkadaşını aradın "bak burada işte, telefonunun kamerasından görebiliyor musun?" dedin.. göremedi.. kameranın çözünürlüğü düşüktü.. sonra fotoğrafını çektin.. arkadaşın "tamam bu pastanın resmini görüyorum.. ama daha önce hiç karşılaşmadım.. üzgünüm.. nerede bulabileceğin konusunda da hiçbir fikrim yok" diyerek tüm umutlarını suya düşürdü..

kaderine boyun eğmiş, onun sadece hayaliyle yaşamak zorunda olduğun fikrine alışmaya çalışır durumdayken bir de baktın ki televizyonda bir reklamda arka planda biri o pastadan yiyor.. evet dedin.. evet!!! bu pasta var.. hemen tatile beraber çıktığın arkadaşlarından uzakta olanına döşendin bir e-mail.. anlattın bütün hikayeyi.. "bi bakıver de o reklama.. o pastanın adını bana söyleyiver.." dedin.. arkadaşın sana bir pastane tarif etti.. "adını bilemicem şimdi.. o reklamı da bekleyemicem.. ben o tatildeki bütün pastaları filanca pastaneden almıştım" dedi, git orada kesin bulursun" dedi.. pastanenin adını böyle kolay vermedi tabii ki.. iki hafta sürdü sana o adı sms'le yollaması.. olsun.. gittin büyük bir umutla oraya.. yüzün üzerinde çeşidi iki kez gözden geçirdin.. bu ne bahtsızlıktı!! yoktu orada!!

tam uzaktaki diğer arkadaşından yardım istemek üzereyken, bu olanları anlatıp da bir umut başvurduğun ve o fotoğrafı gösterip yine "üzgünüm" cevabını aldığın yeni bir arkadaşınla müzeye giderken yolda torpidodan pasta çıkarıp yemeye başladı.. o pastayı!!!! sana da ikram etti tabii ki.. sen üstüne atladın.. ağzını yüzünü krema ederek vahşiler gibi yuttun onu!! "eh ben bunu zaten bildiğini sanıyordum.." dedi.. ve sen karşına çıkan o koca bonusun mutluluğuyla saatlerce uçtun..

işte budur moby'nin gayet başarılı yorumlayarak aklımı başımdan aldığı* verve'ün bittersweet symphony'si ile kavuşma öykümüz.. link falan vermiyorum.. sen zaten biliyorsundur.. bilmiyorsan bile benden kat kat şanslısın.. istediğin programla indir..

*öyle ki bunun aslında klasik bir eserin remixi olduğunu iddia ettim malum süreç boyunca..

2 yorum:

devrim dedi ki...

tatile beraber çıktığın arkadaşlarından uzakta olanı, tatilde o şarkıyı hiç dinlemedi?
daha da karıştırmaya gerek var mı;yok artık!
neyse geçmiş olsun gerçekten de...

demo dedi ki...

zaten ben de taytay duranından şüphelenmeye başlamıştım..
ve de merci..