29 Ekim 2009 Perşembe

taştan arkadaş..

bu şarkıyı en son 80'lerin ortasında dinlemiştim.. birkaç hafta önce yeniden kavuştuğumda hiç yabancılık çekmeden bağrıma bastım.. şarkının adı "razıyım"mış.. halbuki bence "taştan arkadaş" çok daha uygun olurdu :)


bilirim bir uzun yoldur aşılmaz
varılmaz yanına taştan arkadaş
bunu bile bile bak yine bu yaz
vuruldum ben yeni baştan arkadaş

yolum inat etsin çıkmasın düze
ne çıkar karışsa gecem gündüze
razıyım ben yalnız o güler yüze

vazgeçtim kirpikten kaştan arkadaş


erkin koray'ın muhteşem-ötesi albümü "gaddar"ın her bir şarkısı ayrı birer dünya.. küçükken yaz tatillerine giderken hep yanımızda olan, commodore 64'lerin teybiyle aynı model bir teybimiz vardı.. içinde de gaddar! o zamanlar dünyadaki tek amacı zoolog(!) olup dünyadaki her türlü hayvanla haşır neşir olan çocuk-ben tabii ki "taştan arkadaş"ın farkında bile değildim.. durmadan "topik küçük bir havhavcık.. kendi halinde.. içinde kötülük yok.. her şey dilinde.. gel cici topiik.. gel güzel topiik.." diye şarkı söylüyordum erkin abiyle beraber ve zaman zaman da solo :)


şimdi artık "taştan arkadaş"ın ne kadar içten bir aşk şarkısı olduğunu fark ettim.. biz kadın milleti için en önemli şey olan fedakarlığı* anlattığını her dinleyişimde biraz daha hissediyorum.. ve erkin koray'a tekrar hayran oluyorum.. aslında onun yaşam tarzını kıyasıya eleştirirdim daha birkaç yıl öncesine kadar; kesinlikle biyolojik babamla yakın arkadaş olmalarından kaynaklanan ve bir kısmı sağlam verilere dayanan ama büyük kısmı da erkin abinin sanatına yaptığım haksızlık olan önyargıdan ibaretti bu.. şimdi dinliyorum da.. canlı performansında hala aynı başarıyla şarkı söyleyen** bu yaştaki*** sanatçıya olan hayranlığımın da düşüncelerimin değişmesinde payı var..


deliyim biliyorum.. ama şarkının sözleri çooook vurucu..


bilirim bir uzun yoldur aşılmaz
varılmaz yanına taştan arkadaş

(burada hep kendimi hayal ediyorum.. nedense yanına varılmaya cesaret edilemeyen taştan arkadaş benim bence.. burası bir psikoloğa iyi malzeme olur, farkındayım..)


bunu bile bile bak yine bu yaz
vuruldum ben yeni baştan arkadaş

(burası da dönüp dönüp yaptığım hatalar.. salak hallerim bunlar.. çoğu zaman aşıkken yaptığım bunu bile bile yine yeni baştan vuruluşlarım işte.. doktorcum okuyor musun hala?)


yolum inat etsin çıkmasın düze
ne çıkar karışsa gecem gündüze

(var mıdır böyle bir şey acaba?? hayatımda yolumun düze çıkmamasını göze alır mıydım kimse için?? hayır.. bugüne kadar o noktaya varmasına izin vermedim kimsenin..işlerimin yolunda gitmesinin hayati önemi bir yana, aşk ve dünyadaki diğer her şey bir yana..)


razıyım ben yalnız o güler yüze
vazgeçtim kirpikten kaştan arkadaş

(a-haa.. işte bunu yaptım.. yine olsa yine yaparım sanki.. kirpikten-kaştan geçtim aşktan gözüm kör olduğunda hep.. güldüğünde dünyamı aydınlatmış olan sevgili ex-sevgililerime güldükleri anlar için ilk kez teşekkür edeyim bari bu vesileyle..)


ohh bee.. terapi gibi geldi.. ama bu satırları her duyduğumda olan-biten bu işte.. başka türlü bir ifadesi yok..


* sacrifice sözcüğü aslında daha iyi/kapsamlı açıklıyor bu kavramı..

** bkz. bet ses.. ve ben bayılırım bet sesli şarkıcılara!! nick cave çok yaşa!! sen de cohen!!! rahat uyu cem karaca..

*** bkz. demo yaşlıları sever :)

2 yorum:

No More Virgilius dedi ki...

ilk dörtlük fuzuli'nin
"Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabîb
Kılma derman kim helakim zehr-i dermanundadır."
beyitini, ikinci dörtlük de nef'i'nin
"Ey dil hele âlemde bir âdem yoğ imiş
Vâr ise de ehl-i dile mahrem yoğ imiş

Gam çekme hakîkatde eğer ârif isen
Farz eyle ki el'ân yine âlem yoğ imiş"
beyitlerini çağrıştırdı...

bu adamın değerini torunlarımız anlayacak ama ne o ne de biz göremeyeceğiz.

demo dedi ki...

baksana benim bile onu kaybetmemle tekrar bulmam arasında yaklaşık yirmibeş yıl var!!
ama bugün doyasıya dinledim şerkıları yine :) malum, NASA'da çalışıyorum ya, müzik dinlemeye bile vaktim yok hiç..